in this prospective study we aimed at identifying the importance of level of carotid artery constriction and type of atherosclerotic plaques that presents high risk in patients with ischemic stroke and temporary ischemic attack (TlA), using carotid artery Doppler ultrasonography (DUS) and Cranial Computerized Tomography (CU. A total of 78 patient admitted to the Fırat University Fırat Health Center Neurology Clinic with the diagnose of ischemic stroke or TIA were involved in this study. According to plaque shape, plaque surface properties and stenosis level, the CT findings were classified as being either normal, lacuner lesions, regional infarctions and watershed infarctions. ın ischemic stroke group, plaques with a heterogeneous echogenicity, with an irregular surface and high degree carotid stenosis (>%50) dominated significiantly in CT-regional infarctions (p<0.05 in all groups). ın TIA group, lacunar lesions incidence were found to be higher in patients with heterogeneous echogenicity with irregular surface and high degree carotid stenosis (>%50) than those with regional and watershed infarctions (p<0.01, p<0.01, p<0.05, respectively). With the lights of this results we concluded that heterogen and irregular surfaced plaques presents high risk factor for arterio-arteriel embolic inme, carotid artery stenosis greater than 50% causes haemodynamic impairment and increases ischemic stroke risk. Additionally, carotid DUS is a reliable non-invasive method in early diagnosis of atherosclerotic lesions of carotid artery.
Keywords: duplex ultrasonography, CT, ischemic stroke, TlA, carotid plaqusBu çalışmada karotis arter Doppler ultrasonografi (DUS) ve Bilgisayarlı Beyin Tomografisi (BBU inceleme yöntemlerinden yararlanarak, iskemik inme ve geçici iskemik atak (GlA) geçiren hastalarda, karotis arterlerdeki hangi özellikleri taşıyan aterosklerotik plaklc.~;rın risk oluşturduğunu ve karotis arter çapındaki daralma derecesinin önemini saptamayı amaçladık. Çalışmaya Fırat Universitesi Fırat Tıp Merkezi Nöroloji Kliniği' ne iskemik inme veya GIA tanısı ile yatırılan 78 hasta alındı. Hastaların karotis DUS bulguları; plak yapısı, plak yüzey özellikleri ve darlık derecesine göre; BBT bulguları da normal, laküner infarkt, bölgesel infarkt ve watershed infarkt olarak sınıflandırıldı. Iskemik inme grubunda karotis DUS'ta heterojen yapıda plak saptanan grupta, düz.ensiz yüzey özelliği gösteren plak saptanan grupta ve %50' den fazla darlığı bulunan grupta bölgesel infarkt görülme sıklığı anlamlı düzeyde fazla bulundu (Her üç grupta da P<0.05). GlA grubunda, karotis DUS'ta heterojen yapıda plak saptanan grupta, düzensiz yüzey özelliği gösteren plak saptanan grupta ve %50'den fazla darlığı olan grupta laküner infarktın, bölgesel ve watershed infarkta göre daha fazla olduğu gözlendi (sırasıyla P<0.01, P<0.01, P<0.05). Bu bulgulara göre, heterojen ve düzensiz yüzey özelliği gösteren plakların, arterio-arteriel embolik inme için yüksek risk faktörü oluşturdukları, internal karotis arterdeki %50' den fazla darlığın hemodinamik bozukluğa yol açarak iskemik inme riskini artırdığı ve karotis DUS'nin karotisteki aterosklerotik lezyonların erken dönem tanı ve tedavisinde güvenilir ve noninvazif bir yöntem olduğu sonucuna vardık.
Anahtar Kelimeler: dupleks ultrasonografi, BBT, iskemik inme, GlA, karotis plak