ISSN 1301-1375 | e-ISSN 2146-9113
Turkish Journal of Cerebrovascular Diseases - Türk Beyin Damar Hast Derg: 23 (3)
Volume: 23  Issue: 3 - Aralık 2017
RESEARCH ARTICLE
1.The effect of cerebral microbleeds on prognosis in intracerebral hematomas and analysis of risk factors
Yıldız Arslan, Asena Ahen, Hilal Şahin, Ufuk Şener, Figen Tokuçoğlu, Yaşar Zorlu
doi: 10.5505/tbdhd.2017.50470  Pages 87 - 90
GİRİŞ ve AMAÇ: Serebral mikrokanamalar (SMK) çapı 5 mm’den küçük, yuvarlak ve hemosiderin gibi kan yıkım ürünlerine duyarlı T2 gradient EKO sekanslarında hipointens görünen lezyonlardır. Çalışmamızda intraserebral hematom hastalarında mikrokanama varlığı, hematom hacimleri ve prognoz üzerine etkileri araştırıldı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: 2012-2016 yılları arasında nöroloji kliniğinde yatarak tetkik ve tedavi edilen, gradient EKO ve SWI MR görüntüleme yapılan intraserebral kanamalı 50 hasta çalışmaya dahil edildi. Cerrahi girişim uygulanan hastalar, anevrizma kanamaları ve subaraknoid, subdural ve epidural kanamalar çalışmadan dışlandı. Çalışmamıza sadece nedeni bilinmeyen ve hipertansif hematomlar dahil edildi. Tüm hastaların yatış süreleri, ilk yatış ve çıkış NIHSS skorları, vasküler risk faktörleri, antiagregan ve antikoagülan kullanımları kayıt edildi.
BULGULAR: Toplam 50 hastanın 27’sinin mikrokanama odağı vardı, 23 hastanın yoktu. Kadın/Erkek=19/31 olarak saptandı. Mikrokanama olanların yaş ortalaması 67.07±12.64, mikrokanama olmayanların yaş ortalaması 65.65±14.65’di. Hematom lokalizasyonları sıklık sırasına göre en çok lober (n: 19), bazal ganglion (n: 15) ve talamus (n: 10) olarak tespit edildi. Mikrokanama olanların 16’sı subkortikal, 11’i kortikal lokalizasyonluydu.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızda SMK’nın prognoz üzerinde belirgin etkisinin olmadığı ve HT, DM, sigara içimi ve antiagregan, antikoagülan kullanımından bağımsız oluştuğu sonucuna varıldı. Hematom lokalizasyonları ile mikrokanama varlığı arasında korelasyon saptanmadı, her iki grupta da hematom hacimleri benzerdi. Çalışmada gruplar arasında SMK lokalizasyon farklılığı görülmedi. SMK’ların hematom prognozu üzerinde etkisi olmadığı ve diğer risk faktörlerinden etkilenmediği sonucuna varılsa da geniş gruplu prospektif randomize çalışmalarla etyolojinin aydınlatılması için yeni araştırmaların yapılması gerekmektedir.


INTRODUCTION: Cerebral microbleeds (CMB) are hypointense lesions detected in T2 gradient ECO sequences, smaller than 5 mm in diameter, and are sensitive to blood-degradation products such as hemosiderin. We investigated the effects of CMK on hematoma volume and prognosis in patients with intracerebral hematoma.
METHODS: Fifty patients with intracerebral hemorrhage who underwent gradient EKO and SWI sequences and hospitalized in neurology clinic between 2012 -2016 were included. Patients with surgical intervention, aneurysm hemorrhages, and subarachnoid, subdural, and epidural hemorrhages were excluded. Hematomas due to hypertension and unknown etiology were included. Hospitalization duration, NIHSS scores at admission and discharge, vascular risk factors, use of antithrombotic and anticoagulants were recorded.
RESULTS: 27 patients had foci of microbleeds, and 23 patients did not have any. Female /Male ratio was 19/31. The mean age of those with microbleeds was 67.07 ± 12.64, and those without microbleeds was 65.65 ± 14.65. Hematoma localizations were determined as lobar (n: 19), basal ganglion (n: 15) and thalamus (n: 10) respectively. Sixteen had subcortical and 11 had cortical localization of CMB.
DISCUSSION AND CONCLUSION: We suggested that CMB has no significant effect on prognosis and is independent of HT, DM, smoking and antithrombotic or anticoagulant therapy. There was no correlation between hematoma localization and existence of CMBs. Hematoma volumes were similar in both groups. There was no difference between groups in terms of CMBs’ localization. Although it was concluded that CMB had no effect on hematoma prognosis and not affected by other risk factors, studies are needed to elucidate their etiology with large group prospective randomized trials.



BRIEF COMMUNICATION
2.Our experience of spinal dural arteriovenous fistula: 4 case reports
Zeynep Ezgi Balçık, Merve Yatmazoğlu, Songül Şenadım, Mücahid Erdoğan, Hatem Hakan Selçuk, Batuhan Kara, Hayrunisa Dilek Ataklı
doi: 10.5505/tbdhd.2017.99705  Pages 91 - 96
Dural arter ve perimedüller venöz sistem arasında oluşan düşük akıma sahip şantların sebep olduğu spinal dural arteriovenöz fistül, ilerleyici miyelopati tablosu ile seyreder. Sıklıkla torakolomber bölgede saptanır. Geri dönüşsüz özürlülüğe sebep olabilmesi nedeniyle ayırıcı tanının doğru yapılması önemlidir. Biz bu olgu sunumunda miyelopati bulgularıyla seyreden, spinal dural arteriovenöz fistül tanısı alan ve farklı şekillerde sonuçlanan 4 olguyu klinik ve radyolojik olarak tartışmayı amaçladık.
Spinal dural arteriovenous fistula, which is caused by the low flow shunts between dural arteries and the perimedullary venous system shows progressive myelopathy signs. It is usually found in the thoracic region. It is vital to accurately make differential diagnosis since the disease may cause irreversible injury. In this case report we aimed to discuss four cases of spinal arteriovenous fistula that showed different outcomes.

CASE REPORT
3.Spontan Recanalization of Internal Carotis Artery Occlusion: A Case Report
Özlem Aykaç, Utku Cenikli, Fatma Ger, Atilla Özcan Özdemir
doi: 10.5505/tbdhd.2017.71473  Pages 97 - 100
İnternal karotis arter (İKA) oklüzyonunun spontan rekanalizasyonun takibi ve tedavisi hakkında çok fazla literatür bilgimiz bulunmamaktadır. İKA oklüzyonunun rekanalize olduğu tesadüfen farkedilen ve karotis stenti takılarak tedavi şansı bulan bir olgu sunulmuştur. Bu vaka bildiriminin amacı internal karotis arterin spontan rekanalizasyonunun önemini vurgulamaktır.
There is not too much literature knowledge about spontaneous recanalization of the internal carotid artery (ICA) occlusions following and treatment. Here we presented a case who could have the opportunity of carotid artery stending treatment, where it is incidentally revealed that the occlusion of ICA is recanalized. The purpose of this case report is to emphasize the importance of ICA spontaneous recanalization.

4.Dementia and parkinsonism case secondary to giant cystic Virchow-Robin spaces
Fatma Nazlı Durmaz Çelik, Ahmet Ubur, Elif Göksu Yiğit Tekkanat, Demet İlhan Algın, Mehmet Yörübulut, Serhat Özkan
doi: 10.5505/tbdhd.2017.05924  Pages 101 - 105
Beyindeki perivasküler boşluklar, diğer adıyla Virchow Robin boşlukları beynin parankimine penetre olan arter ve arteriollerin etrafını saran, intersitisyel sıvı ile dolu, düzgün sınırlı boşluklardır. Normalde 1-2 mm olan bu boşluklar sağlıklı bireylerde hemen her yaşta görülebilir ve genellikle asemptomatiktir. Genişlediklerinde ise bulundukları lokalizasyona ve yoğunluklarına göre farklı klinik özelliklerle karşımıza çıkabilirler. Genişlemiş Dev Virchow-Robin boşlukları hidrosefali, küçük damar hastalıkları ve başka nöropsikiyatrik hastalıklarla ilişkilendirilmiştir, ancak vasküler parkinsonizm ve subkortikal demans ile ilişkili vakalar nadirdir. Bu yazıda multilobule kistik dev Vichow-Robin boşluklarına ikincil vasküler parkinsonizm ve subkortikal demans olgusu sunulmaktadır.
The perivascular spaces in the brain,called Virchow Robin spaces, are well-defined spaces filled with interstitial fluid accompanying the arteries and arterioles perforating the brain parenchyma. Normally 1 to 2 mm, these spaces can be seen in healthy individuals at almost any age and are usually asymptomatic. When they expand, they may cause different clinical characteristics depending on their localization and frequency. The enlarged giant Virchow-Robin spaces have been associated with hydrocephalus, small vessel diseases, and other neuropsychiatric disorders, but the causes associated with vascular parkinsonism and subcortical dementia are very rare. In this article, we present secondary vascular parkinsonism and subcortical dementia due to multilobule cystic giant Virchow-Robin spaces.

LETTER TO EDITOR
5.Ischemic Stroke Due To Possible Andromedotoxine Poisoning
Çetin Kürşad Akpınar, Handan Akar, Erdem Gürkaş, Emrah Aytaç
doi: 10.5505/tbdhd.2017.25338  Pages 106 - 107
Abstract |Full Text PDF

LookUs & Online Makale