ISSN 1301-1375 | e-ISSN 2146-9113
Volume : 15 Issue : 3 Year : 2024


Türk Beyin Damar Hastalıkları Dergisi - Türk Beyin Damar Hast Derg: 15 (3)
Cilt: 15  Sayı: 3 - Aralık 2009
LITERATÜR ÖZETLERI
1.
Kardioemboli dışındaki iskemik inmelerde ikincil korumada antiplatelet tedavi
Antiplatelet treatment in seconder protection for ischemic strokes other than cardioembolism
Okay Sarıbaş
Sayfalar 60 - 69
Tromboembolizme bağlı iskemik inme veya geçici iskemik nöbet (GİN) geçiren hastalarda, hemen veya uzun süreli aspirin tedavisi kullanmak, tekrarlayacak olan vasküler olayları; örneğin inme, MI ve ölümleri önlemektedir. Oral antikoagülasyon, aspirinden daha etkili değildir. Uzun süreli clopidogrel tedavisinin, aspirinle karşılaştırıldığında; inme, MI ve vasküler ölümleri relatif olarak %9 oranında azalttığı görülmektedir ( % 0.3 - % 16.5 ). Uzun süreli clopidogrelin aspirinle kombine edildiği durumlarda, yalnız başına aspirin veya clopidogrel kullanımına göre kanama riskinin artması söz konusu değildir. Aspirin ile, uzun etkili dipyridamol kombinasyonu, relatif olarak, inme, MI ve vasküler nedenlerden ölümü, yalnız aspirin tedavisine göre, %18 oranında (eşitsizlik oranı 0.82,0.74-0.91), kanama riskini artırmaksızın önler. Cilastozol; inme, MI ve vasküler nedenlerle ölümlerin riskini, plasebo ile karşılaştırılmalarda % 39 oranında azaltır. 20000’den fazla hasta için aspirin, clopidogrel, dipyridamol karşılaştırılmasının (120 günden önce oluşan) atherothrombotik iskemik inmelerde koruma sağladığının 2008 yılında rapor edilmesini beklemekteyiz. Acil atherotromboembolizme bağlı ikincil inmeler için P2Y12 ADP reseptör antagonistleri (prasugrel, cangrelor, AZDF 6140), tromboxan reseptör antagonistleri (S 18886-terutroban) ve trombin reseptör (PAR-1) antogonistleri (eg, SCH530348) halen değerlendirilmektedir.
Tromboembolizme bağlı iskemik inme veya geçici iskemik nöbet (GİN) geçiren hastalarda, hemen veya uzun süreli aspirin tedavisi kullanmak, tekrarlayacak olan vasküler olayları; örneğin inme, MI ve ölümleri önlemektedir. Oral antikoagülasyon, aspirinden daha etkili değildir. Uzun süreli clopidogrel tedavisinin, aspirinle karşılaştırıldığında; inme, MI ve vasküler ölümleri relatif olarak %9 oranında azalttığı görülmektedir ( % 0.3 - % 16.5 ). Uzun süreli clopidogrelin aspirinle kombine edildiği durumlarda, yalnız başına aspirin veya clopidogrel kullanımına göre kanama riskinin artması söz konusu değildir. Aspirin ile, uzun etkili dipyridamol kombinasyonu, relatif olarak, inme, MI ve vasküler nedenlerden ölümü, yalnız aspirin tedavisine göre, %18 oranında (eşitsizlik oranı 0.82,0.74-0.91), kanama riskini artırmaksızın önler. Cilastozol; inme, MI ve vasküler nedenlerle ölümlerin riskini, plasebo ile karşılaştırılmalarda % 39 oranında azaltır. 20000’den fazla hasta için aspirin, clopidogrel, dipyridamol karşılaştırılmasının (120 günden önce oluşan) atherothrombotik iskemik inmelerde koruma sağladığının 2008 yılında rapor edilmesini beklemekteyiz. Acil atherotromboembolizme bağlı ikincil inmeler için P2Y12 ADP reseptör antagonistleri (prasugrel, cangrelor, AZDF 6140), tromboxan reseptör antagonistleri (S 18886-terutroban) ve trombin reseptör (PAR-1) antogonistleri (eg, SCH530348) halen değerlendirilmektedir.

ÖZGÜN ARAŞTIRMA
2.
Düşük T3 sendromu akut iskemik inme etiyoloji ve prognozunda belirleyici olabilir mi?
What is the predictive value of the low T3 syndrome in the prognosis and aetiology of acute ischemic stroke?
Aslı Ece Çilliler, Hayat Güven, Şennur Delibaş Katı, Selim Selçuk Çomoğlu
Sayfalar 71 - 74
AMAÇ: Düşük T3 sendromu, hastanede yatan ve sistemik hastalığı bulunan hastalarda sık olarak saptanır. Birçok hastalıkta düşük tiroid hormon düzeyleri kötü prognozun göstergesidir. Çalışmamızda; akut iskemik inme ile başvuran hastalarda düşük T3 değerleri ile klinik bulguların şiddeti, kısa dönem prognoz ve iskemik inme etiyolojisi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır.
YÖNTEMLER: İnme başlangıcından sonraki ilk 24 saatte hastaneye başvuran ve iskemik serebrovasküler hastalık tanısı konulan ardısıra 154 hasta çalışmaya alınmıştır. Hastaların ilk 24 saatte tiroid fonksiyon testi ölçümleri yapılmıştır. TSH (Tiroid Stimule Edici Hormon) düzeyi normal olan hastalar serbest triiyodotiroksin 3 (sT3)≤1,8 pq/ml ve sT3>1,8 pq/ml olmak üzere iki gruba ayrılmıştır.
BULGULAR: sT3 değerlerinin, 25 hastada (%16.23) referans aralığının altında, 129 hastada (%83.77) normal değerler arasında olduğu belirlenmiştir. sT3 düzeyleri düşük olan grupta, koroner kalp hastalığı ve atrial fibrilasyon, istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha sık bulunmuştur (p<0.05). Etiyoloji açısından değerlendirildiğinde; küçük damar hastalığına bağlı inmelerin, sT3 değerleri normal olan grupta toplandığı saptanmıştır (p<0.05). Kardiyoembolizm ve büyük damar hastalığının, sT3 düşük olan grupta diğer gruba göre daha sık olmasına karşın, istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. sT3 değerleri düşük olan gruptaki hastaların, başvuru sırasındaki Ulusal Sağlık Enstitüsü Strok Skalası (NIHSS) ve Modifiye Rankin Skalası (mRS) skorları, istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha yüksektir (p<0.001). Kısa dönem prognoz açısından da sonuçlar benzerdir ve sT3 değerleri düşük olan grupta taburculuk mRS değerleri daha yüksek bulunmuştur (p<0.05).
SONUÇ: Çalışmamızda elde edilen bulgular; akut iskemik inmeli hastalarda başvuru sırasında saptanan düşük sT3 değerlerinin, daha ağır klinik bulgulara ve daha kötü kısa dönem prognoza işaret edebileceğini; diğer inme subtiplerine göre küçük damar hastalığı ile daha az ilişkili olabileceğini göstermiştir.
OBJECTIVE: The low T3 syndrome is frequently found in hospitalized patients with systemic disease. In several systemic diseases low thyroid hormone levels are predictors of poor prognosis. The objective of this study was to investigate the association between low T3 levels and severity of clinical findings, short term prognosis and etiology in patients with acute ischemic stroke.
METHODS: 154 consecutive patients with acute ischemic stroke who presented within the first 24 hours after the onset of symptoms were included in the study. In the first 24 hour, free T3(fT3), free T4(fT4),thyroid stimulating hormone (TSH) levels of patients were measured.The patients with normal TSH levels were divided into two groups as fT3≤1,8 pq/ml and fT3>1,8 pq/ml. 25(%16,23) patients had fT3 values≤ 1,8 pq/ml and 129(%83,77) patients had fT3 values>1,8 pq/ml.
RESULTS: Coronary heart disease and atrial fibrillation were found more frequently in patients who have fT3 values≤ 1,8 pq/ml(p<0.05). Patients with small vessel disease were accumulated in normal fT3 values(p<0.05). In patients with low T3 values; cardioembolism and large vessel disease were found more frequently than the other group but it wasn’t statistically significant.On admission the NIHSS and mRS scores of patients with fT3 values≤1,8 pq/ml were detected higher than normal T3 group(p<0.001). Results for short term prognosis were similar and discharge mRS scores of low T3 group were higher(p<0.05).
CONCLUSION: Findings of our study suggest that; in patients with acute ischemic stroke, low T3 values on admission could be a predictor of more severe clinical state and worse short term prognosis and also low T3 syndrome in acute ischemic stroke is poorly associated with small vessel disease.

OLGU BILDIRILERI
3.
Percheron arteri tıkanıklığına bağlı inme - olgu sunumu
Ttroke due to parcheron artery’s occlusion - case presentation
Mustafa Gökçe, Gülen Demirpolat, Deniz Tuncel
Sayfalar 75 - 77
Talamus ve orta beyin çok sayıda varyasyon gösteren perforan arterler tarafından beslenmektedir. Percheron arteri çok sık gözlenmeyen anatomik bir varyasyon olup, tek bir kökten paramedian talamus ve rostral ortabeyinin kanlanmasıdır. Bu arterin tıkanması bilateral paramedian talamik ve mezensefalik infarktlara yol açmaktadır. Burada ani bilinç kaybı ve BBT’sinde bilateral paramedian talamik ve üstbeyin sapı enfarktı olan bir hasta sunulmaktadır. Klinisyenin Percheron arteri tıkanıklığını erken tanıması, bu hastaların tedavisinin belirlenmesinde önemli olabilir.
Thalami and midbrain’s arterial supply arises from many perforating blood vessels with a complex distribution for which many variations have been described. Percheron artery is a solitary trunk representing an uncommon anatomic variant that provides bilateral arterial supply to the paramedian thalami and the rostral midbrain. Occlusion of this artery results in bilateral thalamic and mesencephalic infarctions. We presented a patient who had sudden loss of consciousness and bilateral paramedian and upper brianstem infarctions on his brain CT. Early diagnosis of Percheron artery occlusion can be important for determination of the patients’s treatment.

4.
Genç yetişkinlerde spontan servikal karotid vazospazmı bir strok nedenidir: non-invaziv görüntüleme
Spontaneous cervical carotid vasospasm is a cause for stroke in young adults: non-invasive imaging
Aylin Akçalı, Ayhan Özkur, Münife Neyal, Abdurrahman Neyal
Sayfalar 79 - 82
Makalede, sağ hemiparezi ile gelen 21 yaşındaki hasta sunulmaktadır. Başvurunun ikinci gününde yapılan renkli Doppler ultrasonografi incelemesinde (RDU), sol internal karotis arterin (IKA) proksimal kesiminde preokluziv stenoz gözlendi. Aynı gün yapılan manyetik rezonans anjiyografide (MRA) sol IKA gözlenemedi. Üçüncü günde yapılan manyetik rezonans görüntülemede (MRG), sol hemisfer parenkiminde akut iskemik lezyon görüldü. Pulse metilprednisolon tedavisi başlandı. Tedavinin 3. gününde ikinci bir RDU ve MRA’de sol IKA’in normal olduğu görüldü. Hasta aynı klinik ve radyolojik bulgularla toplam 3 kez daha kliniğimize başvurdu. Sunulan hastanın klinik ve radyolojik bulguları genç erişkinlerde iskemik inme sebebi olabilecek ve görüntüleme yöntemleri hemen yapılmazsa fark edilmeyecek servikal karotis arterlerinin vazospazmını göstermektedir. MRA ve RDU bu tür olgularda acil uygulanabilen ve takipte kullanılabilen invaziv olmayan uygun bir görüntüleme tekniğidir.
We report a 21-year-old female who was admitted for right-hemiparesis. The first color Doppler ultrasonography (CDU) performed on the second day of admission revealed preocclusive stenosis in the proximal part of the left internal carotid artery (ICA). The magnetic resonance angiography (MRA) that was carried out on the same day couldn’t visualize the left ICA. Magnetic resonance imaging (MRI) on the third day of admission revealed acute parenchymal ischemic lesion in the left hemisphere. Pulse methylprednisolone treatment was administered. On the third day of the treatment a second CDU and MRA showed a normal left ICA. The patient admitted for three more times with very similar clinical and radiological findings. The clinical and radiological findings of the patient confirmed that vasospasms of cervical carotid arteries may be left unrecognized if the imaging studies are not performed promptly, and may cause ischemic stroke in young adults. MRA and CDU are non-invasive and relevant imaging techniques for immediate and follow-up evaluations in such cases.

5.
Medial medullar sendrom olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi
Medial medullary syndrome: case report and review of the literature
Uygar Utku, Mustafa Gökçe
Sayfalar 83 - 85
Medial medullar sendrom; dilde ipsilateral palsi, yüzün korunduğu kontralateral hemiparezi ve derin duyu bozukluğu triadı ile nadir görülen beyin sapı sendromlarından biridir. 60 yaşında, kadın olgu sağ tarafta kuvvet kaybı ve konuşma bozukluğu ile başvurmuştur. Nörolojik muayenesinde; dilin sağ yarısında parezi, sol tarafta hemiparezi ve derin duyu bozukluğu saptanmıştır. Olgunun beyin görüntülemelerinde medial medullar infarkt gözlenmiştir. Bu olguyla, medial medullar infarktların klinik ve nörogörüntüleme özellikleri literatür eşliğinde gözden geçirilmektedir
Medial medullary syndrome is a rare form of the brainstem syndromes that has a triad including ipsilateral weakness of the tongue, contralateral hemiparesis sparing the face, contralateral loss of deep sensation. A Sixty year-old female was admitted to our hospital with the complaints of left hemiparesis and speaking disturbance. On her neurological examination, there were paresis at right tongue, left hemiparesis and impaired deep sensation. On her neuroimaging findings, there was a medial medullary infarction. We reviewed clinical and neuroimaging findings of medial medullary infarctions considering the literature.

LookUs & Online Makale
w